10 Mayıs 2015 Pazar

ÜLKEMİZİN DOĞAL GÜZELLİKLERİ

  ÜLKEMİZİN DOĞAL GÜZELLİKLERİ
Her yıl onbinlerce yerli ve yabancı turist bu yerleri görmeye geliyorlar. Biz de bu harika yerlerden bir kısmını sizler için listeledik. İşte Türkiye'nin doğal güzellikleri:

1. İNSUYU MAĞARASI, BURDUR
Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası. İçinde küçüklü büyüklü 9 adet göl bulunmakta. Milyonlarca yıldır süregelen kimsayal olaylardan meydana gelmiş doğal bir güzellik.

2. HASANKEYF, BATMAN
Bir ara sular altında kalacağı da söylenen Hasankeyf'i bir an önce görmek gerekiyor. Kültürlerin buluşma noktası Hasankeyf.

3. AMASRA, BARTIN
Bartın'ın ve Karadeniz'in en şirin kasabalarından biri olan Amasra tam bir sükunet cenneti. Amasra'da kale, müze ve şato da var.

4. AĞRI DAĞI, AĞRI
Türkiye'nin en büyük dağı. Özellikle dağcıların rağbet gösterdiği bir yer. Hz Nuh'un gemisini arayanlar da ya burada ya da cudi'de.

5. İSTANBUL BOĞAZI, İSTANBUL
Şehirlerin şahı İstanbul'un en sevilen yeri belki de. İki kıtanın buluşma noktası. Belki de Türkiye'nin görülmeye en değer yeri.

6. PAMUKKALE, DENİZLİ
Hem doğa hem de tarih harikası Pamukkale. Travertenleri görmeden olmaz. Kaybolmadan ziyaret edilmeli.

7. BALIKLI GÖL, ŞANLIURFA
Hz İbrahim'in  Nemrut ile olan hikayesini bilmeyen yoktur. Balıklı Göl'de o efsanevi balıkları besleyebilir, o uhrevi ortamı yaşayabilirsiniz.

8. IHLARA VADİSİ, AKSARAY
Harika güzellikte bir yer. Vadi boyunca kayalara oyulmuş barınak ve kiliseleri görebilirsiniz. Merdiveni bol bir yer. Manzarası eşsiz.

9. ERCİYES DAĞI, KAYSERİ
Görkemiye büyüleyen dağ. Kayak tesisleri de bulunmakta. Eteklerinde geçirilecek birkaç saat birkaç yılın yorgunluğunu alabilecek kuvvettedir.

10. DÜDEN ŞELALESİ, ANTALYA
Bir doğa harikası. Yazın ortasında bile taze bir serinlik var burada. Antalya'ya gidip de burayı gezmeyen çok şey kaybetmiş sayılır.

11. KAÇKAR DAĞLARI, RİZE
Yeşilin ve mavinin el ele buluştuğu yer Kaçkar. Karadeniz'in harikalarından. Milli Park statüsündedir. Kayak ve dağcılık için idealdir.

12. KURŞUNLU ŞELALESİ, ANTALYA
Antalya'nın en güzel şelalelerinden sadece biri. Bir masal veya fantastik bir film ortamını andırıyor manzarası.

13. KAZ DAĞI, BALIKESİR
Balıkesir ve Çanakkale arasında bulunan Kaz Dağları yeşili, doğası ve şelaleleriyle tam bir görsel şölen sunuyor. Sarıkız'ın memleketi olan Kaz Dağı birçok efsaneye de konu olmuş bir yer.

14. ŞEHRİBAN KANYONU, KASTAMONU
İlk kez 1997 yılında Atlas ekibi tarafından geçilebilmiş kanyon. Kastamonu'nun incisi. Hem tehlikeli hem de karşı konulmaz bir çekiciliği var.

15. KAPADOKYA, NEVŞEHİR
Peribacaları ve balon turları Kapadokya'ya gidenlerin en büyük eğlenceleri. Türkiye'nin en çok ziyaret edilen yerlerinin başında geliyor. 

16. ÖLÜDENİZ, MUĞLA
Dünyanın en güzel kumsallarından birine sahip olan ölüdeniz Fethiye'ye bağlı. Kelebekler Vadisi de burada bulunuyor. Yamaç paraşütü için ideal bir yer.

17. ULUDAĞ, BURSA
Bursa'nın sembolü ve gözbebeği. Kayak turizminde en meşhur dağımız. Manzarasının da eşi benzeri yok. Yaz kış havasının solunması gereken bir yer.

18. UZUNGÖL, TRABZON
Uzungöl'de yeşilin her tonunu bulabilirsiniz. Rengarenk çiçekler ve yaylan ın o muhteşem serin ve temiz havası da cabası.

19. YEDİUYURLAR MAĞARASI, MERSİN
Türkiye'de birden fazla Yediuyurlar Mağarası var. Bunlarden en bilineni ise Mersin, Tarsus'ta bulunan. hemen her gün birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.

20. NEMRUT DAĞI, ADIYAMAN
Güneşin doğuşunun en güzel izlenebildiği yer. Her yıl yerli ve yabancı turistlerin akınına uğramakta. Manzarası ve dev heykelleri ile görülmeye değer bir yer.

UNUTULMAZ FİLM REPLİKLERİ

Unutulmaz film replikleri...

Sinemanın en ses getiren filmlerini ve onların unutulmaz repliklerini sizin için derledik. 

 
"Poker masasında ilk yarım saatte yolunacak enayinin kim olduğunu anlayamazsanız, o enayi sizsiniz demektir." (Tutku Ağı)

   
"Makyajına ve yüzündeki boyalarına güvenme. Yollar da güzeldir ama altından kanalizasyon geçer." (Yaralı Yüz)
 

 "Dünya, biz çok uzakları göremeyelim diye yuvarlak yapılmış." (Benim Afrikam)


 "Eğer kaçamıyorsan ve başkalarına bağımlıysan, gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun." (İçimdeki Deniz)
 


"Mutluluk sadece paylaşıldığında gerçektir." (Özgürlük Yolu)
 

 "Bana masum bir kadın göster, hemen orada bileğimi keseyim." (Av Mevsimi)


 "Telefon çalmadığında, aramayan benimdir." (Tatlı Tesadüf)


"Hayat bizi yere serebilir fakat ayağa kalkıp kalkmamak bize kalmış." (Karateci Çocuk)
   

 "Uyku umrumda değil, Leon. Ben aşk istiyorum ya da ölüm." (Léon)


 "Mutlu sonlar, sadece bitmemiş hikayelerde olur." (Bay ve Bayan Smith)
 

 "Uçaklarda neden oksijen maskesi var biliyor musun? Çünkü saf oksijen kafa yapar." (Dövüş Kulübü)


 "İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır." (Alice Harikalar Diyarında)
   
 "Kim olduğun, ne yaptığının yanında önemsizdir." (V for Vendetta)
 

 "Dünya bir oyun bahçesi, bunu çocuklar biliyor ama biz büyüyünce unutuyoruz." (Bay Evet)


















 

Tercih Yaparken

Tercih Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?

questTercih sürecinde üniversite adayları, YGS ve LYS'lerde elde ettikleri başarı çerçevesinde seçim yapacaklar. Bu seçimi yaparken de ÖSYM'nin Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzu tüm adaylar için yol gösterici önemli bir rehber olacaktır. Özellikle bölümlere giren en son adayın taban puanı, başarı sırası kontenjanları bu yılki tercihlerin belirlenmesinde büyük önem taşıyacaktır. En çok tercih edilen üniversitelerin ve bölümlerin kontenjanları doğal olarak sınırlıyken özellikle başarı sırası ortalarda olan öğrenciler ister istemez karamsarlığa kapılıyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki yükseköğretim önemli ama esas belirleyici süreç mezuniyet döneminde, akademik altyapınızı iş yaşamınızda ne kadar kullanabildiğinizden geçiyor. Elbette öğrenim görecekleri üniversitenin öğrenciye sağlayacağı koşullar önemli ancak belirleyici olan, adayların kendilerini geliştirmek adına harcayacakları çabadır. İş yaşamına erken başlamak, yabancı dil öğrenmek, geliştirici sosyal kulüp faaliyetlerine katılmak gençlerin üniversite sonrası uyum sürecini hızlandıracak unsur olacaktır.
  • Tercih öncesi ön hazırlık gerekir
Şu anda vakıf üniversiteleri de dâhil Türkiye'de 130'dan fazla üniversite var. Tercihinize yerleştikten sonra değiştirmeniz mümkün olmayacağından bilinçli bir tercih yapmalı, seçebileceğiniz illerdeki üniversiteleri araştırmalısınız.Üniversitetercihiniz özellikle iş yaşamınızdaki ilk yıllarda size fazlasıyla gerekli olacak. Hangi üniversiteden mezun olduğunuz işveren tarafından önemle değerlendirilecek. Sonraki yıllarda o ana kadarki iş performansınız ve başarılarınız da buna eklenerek devam edecek.
  • Bölümler ve üniversiteler hakkında bilginiz var mı?
Tercihleri sıralamadan önce hedeflediğiniz meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilere ulaşmanız gerekir. Bu konuda elinizdeki yazılı kaynaklardan, üniversitelerin eğitim kurumlarına gönderdikleri broşürlerden ve internetten yararlanabileceğiniz gibi, eğitim almak istediğiniz üniversitede okuyan birkaç öğrenciyle, o bölümden mezun olanlarla görüşüp bilgi sahibi olabilirsiniz.
• Okurken görülecek dersler nelerdir?
• Bu dersler hoşlanacağınız nitelikte mi?
• Bu bölümü bitirdiğinizde ne ölçüde iş imkânı var?
• Okumayı düşündüğünüz üniversitenin fiziksel şartları ve sosyal ortamı nasıl?
• Barınma ve burs imkânı sağlanabiliyor mu?
• Teorik eğitimle iş hayatındaki pratiği birleştirebilmiş mi? Mezunlarına iş imkânı sağlamada ne derece etkili?
Bütün bu soruların cevabını öğrenmeye çalışıp ondan sonra tercihlerinizi şekillendirmeniz gerekir.
  • İstemediğiniz bölümleri tercih listenize almayın
Tercih sürecinde karşılaşılan en önemli hatalardan bir tanesi de sadece puana bakarak tercihlerin yapılmasıdır. Bu durumda aday ÖSYM'ce yerleştirilen programa kayıt yaptırsın yaptırmasın bir sonraki yıl başarı puanı yarı yarıya düşmektedir. Tercih sürecinin hatasız bir biçimde atlatılabilinmesi için öncelikle konunun uzmanı bir rehber öğretmenden destek alınmalıdır. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, neresi olursa olsun yerleşeyim, düşüncesiyle hareket etmek olacaktır.
  • Tercih aralığını geniş tutun
Adaylar yeni sınav sisteminde ilk tercihlerini bu sene yapacaklar. Adayların yaşam biçimleri tercihlerle şekillenecek. Adaylara 30 tercih hakkı veriliyor. Bu haklar kullanılırken sadece tek bir üniversite ya da tek bir bölüm seçilmemelidir. Bu şekilde davranmak çok riskli olur. Tercihlerinizi daha geniş yelpazede düşünmelisiniz.
  • Tercihte şehir mi, üniversite mi önemli?
Tercihler döneminde birçok adayın, yaşadığı ildeki üniversiteleri tercih etme eğilimi var. Hâlbuki öğrencinin kapasitesi ve yeteneği daha kaliteli bir üniversiteyi kazanmaya elverişli olabiliyor. Ailesiyle beraber olma düşüncesi, öğrenciyi bu seçiminden alıkoyuyor. Bu gibi durumlarda öğrenci, aile ve rehber öğretmenin ortak bir anlayışla karar vermeleri ve tercihlerde bulunmaları daha yararlı olacaktır. Bazı meslekler vardır ki, mezun olunan üniversitenin ismi, iş yaşamına geçildiğinde bir referans oluşturur. Bu yüzden öğrencinin, bulunduğu ilde okuma fikri, eğer çok özel bir neden yoksa vazgeçilmez bir amaç haline gelmemeli.
  • Karar aşamasında ailenin desteği önemli
uyariÜniversite tercihleri adaylar için olduğu kadar aileleri için de son derece önemli bir süreç. Zira çocuklarıyla aynı fikirde olmayan ebeveynler için bu aşama adeta bir sınav niteliği taşıyacak.
Puanınızın ne anlama geldiğini öğrenin...
- Üniversiteye giriş sınav sonuçları açıklandıktan sonra her yetişkin, öğrencilere kaç puan aldıkları sorusunu sorar. Bu soru karşısında bu sene verilecek cevabı yorumlayamayacaklardır. Yorumlayanlar da eğer işin uzmanı değilse, yanlış yorumlama ihtimalini göz ardı etmemelidirler. Bu gerçekten hareketle öğrenciler öncelikle puanlarının ne anlama geldiğini bilmek durumundadırlar. Puan ve sıralama puan türlerine göre değerlendirilmelidir. Bu konuda çok dikkatli incelemeler yapılmalıdır.
Puan dönüştürme ve karşılaştırmalar sonrasında bu puanla nereye girerim sorusuna cevap aranmaya başlanacaktır. Bu verileri yorumlayabilmek için konu ile ilgili yakından verileri incelemek gerekir.
  • Tercihleri yaparken nelere dikkat edilmeli?
Tercih sürecinde ilk tercihler genelde realite olan tercihleri oluşturur. İlk birkaç tercihin puanı alınan puanın üstlerinde olabilir. Fakat bu tercihlerin sayısı birkaç taneyi geçmemelidir. Bu tercihlerden sonra ideal tercih sıralaması yapılmalıdır. Bu sıralama belirlenirken öncelikle istek sırası göz önünde bulundurulmalıdır.
Bölümün alan içi veya alan dışı olması, bölümün özellikleri, kontenjan sayıları dikkat edilecek hususlardandır. Kazanılsa dahi kayıt olmayı düşünülmeyen programlara tercih listesinde yer verilmemelidir.
  • Nasıl tercih yapılmaz?
  • Sadece puana bakılarak tercih yapılmaz.
  • Sadece sıralamaya bakılarak tercih yapılmaz.
  • Sadece arkadaş için tercih yapılmaz.
  • Sadece mesleğin saygınlığından dolayı tercih yapılmaz.
  • Sadece üniversite adı için tercih yapılmaz.
  • Sadece bölüm adı için tercih yapılmaz.
  • Sadece şehir için tercih yapılmaz.
  • Sadece yabancı dille eğitim yaptığı için tercih yapılmaz.
  • Sadece açıkta kalmamak için tercih yapılmaz.
  • Puanları mukayese edin.
  • Tercih robotu kullanın.

Türk Mutfağı

                      Türk mutfağı


 Türk mutfağı, Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı hem Balkan ve Ortadoğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.

 Çorbalar
 Çorba özellikle kış aylarında Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır. Mercimek çorbası, Ezogelin çorbası, yogurt çorbası ve tarhana çorbası en çok tercih edilen çorbalardır. Ancak Türk mutfağı bunların yanı sıra sayısız miktarda çorbalar içerir. Etler, sebzeler ve baklagiller genellikle çorbaların ana malzemeleridir. Et suyu, un, yoğurt ve şehriye bu malzemeleri çorba haline getirmek için kullanılır.
İşkembe çorbasının, alkollü içkilerin neden olduğu baş ağrısına iyi geldiği inancı yaygındır. Özellikle şehirlerde yer alan işkembeci lokantaları geç saatlere kadar açık kalarak müşterilere işkembe çorbası servisi yaparlar.

Et yemekleri

Döner kebap
Türk mutfağındaki et yemeklerinin çoğu kebaplar, köfteler ve tencere yemekleri sınıfındaki yemeklerdir.
Türk mutfağında kebap, et, lahmacun kebap yemeği anlamı içerir. Genelde kebaplar lokantalarda yenen ve ızgara yönetmiyle hazırlanan yemeklerdir. Kebaplar arasında döner kebap en sevilen kebaplar arasındadır. Ayrıca Bursa Kebabı, Adana Kebabı,Urfa Kebabı, ve pirzola da çok yaygındır.
Köfteler kıymanın ekmek içi, soğan ve çeşitli bahartalarla yoğrularak, şekillendirilip pişirilmesi yoluyla yapılan yemeklerdir. Izgara, fırınlama, kızartma veya sulu yemek olarak yapılabilir. Akçaabat Köftesi, İnegöl Köfftesi, Tekirdağ köftesi yurt çapında e
n çok sevilen köfteler arasındadır.
Sulu et yemekleri arasında Güveç, Kağıt Kebabı ve çeşitli Türlü ve Yahniler sayılabilir. Ayrıca Türk mutfağında çok sayıda balık, tavuk ve sakatat yemekleri mevcuttur.

Sebze yemekleri


Türk mutfağı sebze yemekleri açısından çok büyük bir çeşitliliğe sahip bir mutfaktır. Dolmalar ve sarmalar, etli sebze yemekleri, kızartma sebzeler ve zeytinyağlıların sayısız çeşitleri mevcuttur.
Dolmalar ve sarmalar hem etli hem de etsiz (yalancı dolma) olarak hazırlanabilirler. Etli dolmalar kıyma, pirinç, soğan,domates ve biber salçası, çeşitli baharat içerirler. Yalancı dolmalar ise pirinç, soğan, kuş üzümü ve çam fıstığı kullanılarak yapılır. Lahana ve asma yaprağı sarmaları hazırlamak için kullanılır. Dolmalar için en çok kullanılan sebzeler biber, kabak, domates, patlıcan ve soğan gibi sebzelerdir.
Etli sebze yemekleri kıyma ve parça etin sebzelerin yanı sıra pişirilmesi yoluyla hazırlanırlar. Etli fasulye, karnıyarık, patlıcan musakka, etli kabak, etli bezelye, etli türlü, etli mercimek ve nohut, etli ıspanak, lahana ve pırasa dahil çok sayıda yemek mevcuttur.
Birçok sebze kızartılarak ve ızgara yöntemiyle pişirilebilir. Patlıcan kızartma, kabak kızartma, biber, domates, havuç ve mücver çok sevilen kızartma çeşitleri arasındadır.
Ayrıca zeytinyağlılar Türk mutfağında kendine has bir yer
kaplar. Bu yemekler bazen daha ucuz olan diğer sebze yağlarıyla da hazırlanabildikleri halde zeytinyağlılar olarak bilinirler. Zeytinyağlı taze fasulye, fasulye pilaki, zeytinyağlı dolma, zeytinyağlı enginar ve bakla bu sınıfa giren yemekler arasındadır.
Türk mutfağındaki sebzeler arasında patlıcan çok özel bir önem taşır. Patlıcan sebze olarak dünyanın birçok ülkesinde yendiği halde çeşitlilik açısından Türk mutfağını dünyanın en çok patlıcan yemeğine sahip mutfak olarak saymak bir abartma sayılamaz. Türk mutfağında patlıcan dolma, kızartma, musakka, pilav, salata ve ızgara dahil sayısız patlıcan yemeği mevcuttur.

Hamur işleri

Lahmacun, Etli ekmek, pide, mantı ve börekler Türk mutfağının en sevilen hamur işleri arasındadır. Ayrıca pilav ve makarnalar da bu sınıfa katıldığında çok geniş bir çeşitlilik ortaya çıkar.
Lahmacun ve pideler genellikle lokantalarda fırınlama yöntemiyle hazırlanırlar. Bu yemeklerin çok sevilmesi nedeniyle bu konuda ihtisaslaşan lahmacun ve pide salonları ortaya çıkmıştır.
Börekler ise hem evde hem de lokantalarda hazırlanabilir. Çok sayıda çeşidi olan börekler Fırınlama veya kızartma yöntemleriyle hazırlanabilirler. Gene börek konusunda ihtisaslaşmış börek salonları mevcuttur
. Kıyma, peynir, patates ve ıspanak en yaygın börek içleri arasındadır. Evlerde hazırlanan börek hazır yufka veya undan açılan yufka kullanılarak hazırlanır. Hazırlaması oldukça zahmetli olan Su böreği ise açılan yufkanın suda kaynatılmasından sonra kullanılmasını gerektiren bir börek türüdür.

İçecekler

Dünyanın her yerinde tüketilen gazlı içecekler ve meyve sularının yanı sıra Türk mutfağının kendine has içecekleri de mevcuttur. Yoğurdun sulandırılmasıyla yapılan ayran tamamen Türkiye'ye özgü bir içecektir. Bunun dışında boza, kefir, Şalgam suyu ve şerbet de Türkiye'nin kendine özgü soğuk içecekleri arasındadır.
Sıcak içecekler arasında Türk Kahvesi ve Türk çayı özel bir yer kaplar. Türk kahvesi kabaca çekilmiş kahvenin cezve denilen uzun saplı kaplar içinde pişir
ilmesiyle hazırlanır. Dünya çapında ün kazanmış olan Türk kahvesi fincan denilen küçük bardaklar içinde servis edilir. Türk çayı günümüzde tercih edilme açısından kahvenin tahtına oturmuş bir sıcak içecektir. İki parça çaydanlık veya semaver
kullanılarak toz çaydan hazırlanır. İnce belli çay bardaklarında servis edilir. Türk çayı da hazırlanma yöntemi nedeniyle dünya çapında bir ün kazanmıştır.

Tatlılar

Türk mutfağı tatlılar açısından çok zengin bir dünya mutfağıdır. Türk tatlıları çok geniş bir çeşitlilik gösterirler. Baklava, kadayıf, lokma gibi hamurlu tatlılar, muhallebi, keşkül, kazandibi, sütlaç gibi sütlü tatlılar, hoşaf ve kompostolar, revani, helva, aşure ve Kabak Tatlısı gibi tatlılar geniş bir yelpazeye sahiptirler.
Baklava Türk mutfağının en tanınmış tatlıları arasındadır. Çok ince açılmış yufkanın arasına fındık, ceviz veya antep fıstığı konarak pişirilmesinden sonra bir şerbetle tatlandırılması yoluyla hazırlanır. Tel kadayıf ise çok ince teller halinde sa
tılan hamurla hazırlanır ve baklavanın içine benzer içlerle doldurularak fırında kızartıldıktan sonra şerbetle tatlandırılır.
Fıstıklı Tahin helvası
Sütlü tatlılar sütün şekerle kaynatıldıktan sonra nişasta, pirinç veya pirinç unu ile katılaştırılması yoluyla hazırlanırlar. Kazandibi ise muhallebi gibi hazırlandıktan sonra elde edilen tatlının bir tepside kızartılarak karamelleştirmesi sonucu elde edilen ilginç bir Türk tatlısıdır. Tavuk Göğsü de sütlü bir tatlıdır, söz edilen bu malzemelerin yanı sıra ince bir şekilde didiklenen tavuk etinin göğüs kısmını da içerir.
Revani, İrmik helvası gibi bazı tatlıların yapımında irmik kullanılır. Türkiye'deki dinsel inançlar arasında özel bir yeri olan aşure buğday, kuru üzüm, fasulye ve nohut gibi birçok bitkisel malzemeler kullanılarak hazırlanan bir tatlıdır. Kabak tatlısı balkabağının şekerle pişirilmesi yoluyla hazırlanır. Sonbahar ve kış aylarında tercih edilen Türk mutfağına has bir tatlıdır.

Türk yöresel mutfakları

Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı kendi içerisinde yörelere göre bir takım farklılıklar barındıran çok zengin bir yemek yelpazesini içerir:

Türk Müziği

 TÜRK MÜZİĞİ

Türk müziği, Türkler'in Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Aanadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde belirginleşen müzik tarzı. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir. Osmanlı'nın son dönemindeki modernleşme hareketleriyle Batı etkisi görülmeye başlanmış, bu etki Cumhuriyet döneminde daha da artmıştır

İslamiyet Öncesi Dönemi
Türklerin İslamiyet'i kabullerinden çok önce dinî törenleri yöneten şaman, kam ya da baksı, elinde belirli sesler çıkaran demir parçalarının bağlı bulunduğu bir değnekle topluluğu etkiliyordu. Bu törenlerde davulun da önemli bir yeri vardır.
Çin'in kütüphane, Hun Türkleri'nde, Uygur Türkleri'nde, Selçuklular'da ve Osmanlılar'da müziğe büyük yer ve önem veriliyordu. Ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Selçuklu ordusu yoktur. Yine Eski Türk Hakanlarının saraylarında ve ordugahlarında musiki takımları 9 kök denilen eserleri her gün çalardı.

Geleneksel Türk Müziği
Geleneksel Türk müziği, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevresinde gelişen olmak üzere ikiye ayrılır. Geleneksel olarak Türk müziği çeşitli ortamlarda şöyle belirir:

  • Şehirlerde, saray çevresinde ve konaklarda
Kar,beste, semai, şarkı
  • Camilerde
Ezan, dua, sela, tekbir, temcit, münacaat
  • Tekkelerde
Naat, ayin, durak, ilahi, nefes, niyaz
  • Köylerde
Türkü, bozlak, uzun hava, zeybek,  oyun havası
  • Sınır boylarında
         Serhat Türküsü
  • Kışlalarda
Mehter Müziği
 
Halk müziği ve "klasik" Türk müziği arasında çok önemli bir bağ vardır. Nitekim türkülerin pek çoğunda klasik musiki makamları kullanılmıştır. Aynı şekilde, türkü, köçekçe, oyun havası, sirto, vb. halk musikisi formları klasik Türk musikisinde kullanılmıştır. İsmail Dede Efendi, Şakir Ağa, Şevki Bey gibi büyük klasik musiki bestekarlarının hemen hepsinin halk musikisi formlarını kullandıkları gözlemlenir.
 

Türk halk Müziği

Türk Halk Müziği örnekleri genelde sözlü olmakla beraber, sözsüz dans müziklerini de içerir.
Halk türkülerinin ölçülü olanına kırık hava, ölçüsüz olanına uzun hava denir. Uzun Havalar Anadolu'nun değişik bölgelerinde bozlak, türkmani, maya, hoyrat, divan, ağıt gibi adlarla anılır. Bunlar genellikle Karacaoğlan, Ruhsati, Sümmani ve daha birçok tanınmış halk ozanının deyişleri üzerine yakılmıştır.
Kırık havalar ise koşma, yiğitleme, güzelleme, taşlama, ninni ve daha başka adlar altında kümelenir. Bunlar da genellikle gurbet, ayrılık, sıla hasreti, ölüm, askere gidiş, yiğitlik, düğün, çocuk sevgisi, kız kaçırma gibi köye has toplumsal bir olayı konu alır, sadelik, içtenlik, duygululuk gibi özellikler gösterir,yerel renkler taşır. Türk Halk Müziği'nin melodi yapısı incelendiğinde bu melodilerin ses genişlikleri bakımından bir oktav (sekiz ses sınırı) tamamlayan dizi ve tonaliteyi kesin şekilde belirtmeyen ikili ile beşli aralıkları içinde yapılandırılmış olduğu görülür. Bununla birlikte dizi ve tonaliteyi belli eden sekizli ve daha geniş sınırlı melodiler de çoktur. Basit ve birleşik ölçülerden başka aksak ölçüleri içeren Türk Halk Müziği, ezgiler ve formlardan oluşur.

Klasik Türk müziği

Osmanlılar yalnız musiki sanatına değil musiki ilmine de büyük önem verdiler. Türk müziğinin Arap, Acem, eski Yunan ve Bizans asıllı olduğunu ileri sürenler vardır. Ancak Klasik Türk Müziği genel nitelikleri bakımından Türk asıllıdır. Osmanlı uygarlığı her alanda büyük bir sentez geliştirdiği gibi, Türk müziği potasında yerel pek çok renk bu müziğin parçası haline gelmiş ve bunun karşılığında da Osmanlı musikisi devletin kapsadığı topraklar ve ötesine büyük etkilerde bulunmuştur.
İstanbul'un alınmasından sonra Topkapı sarayında kurulan Enderun Musiki Mektebi ve özel meşkhanelerde eğitime geçilmesiyle daha belirli olarak kurallaşan ve klasik bir müzik niteliği kazanan Klasik Türk Müziği altı dönemde incelenir. Birinci dönem; hazırlayıcı dönemdir ve başlangıcından Meragalı Abdülkadir'e (1360-1435) kadar uzanan dönemdir. İlk klasik dönem, ikinci klasik dönem, yeni klasik dönem gibi dönemlerden günümüze gelir. Yeni klasik dönem oldukça önemlidir ve Dede Efendi'den Zekai Dede'ye (1825-1897) kadar uzanan kapsayan dizi, makamlar, usuller ve şekiller'den oluşur.

Klasik Batı müziği

Türkiye'de Cumhuriyet Döneminde girişilen devrim hareketleri sanat konularına da yöneldi. Daha çok Klasik Batı müziğine önem verilirken, 1924'de Ankara'da Musiki Muallim Mektebi kuruldu. Osmanlı sarayındaki müzik topluluğu başkente getirilerek Riyaseti Cumhur Filarmoni Orkestrası adıyla konserler vermesi sağlandı ve yetenekli gençlerin gelişmiş Avrupa ülkelerine gönderilip yetiştirilmesi hareketi başladı. İstanbul'da çalışmalarını sürdüren Darrültalimi Musiki adlı okul yeni bir yönetmelikle konservatuar haline getirildi.
Çok sesli sanat müziğinde sesini Batı'da ilk duyuran Türk sanatçı Cemal Reşit Rey oldu. Öğrenimlerini devlet adına yurtdışında yapan Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses dönüşlerinde Ankara Musiki Muallim Mektebi'nin öğretmen kadrosuna katıldılar. Bu sanatçılar Türk Sanat Tarihinde Türk Beşleri olarak anıldılar. Eserlerinde genellikle batı müziği ilkeleri halk müziğinden gelen ögelerle birleştirilmiştir. Ahmet Adnan Saygun'un Özsoy adlı bir perdelik operası 1924'de Ankara Halkevi'nde sahnelendi. Aynı bestecinin ikinci eseri Taşbebek de 1934'de başarı ile oynandı. Opera ve bale temsillerini gerçekleştirmek amacı ile Ankara Devlet Konservatuarı'na bağlı bir Tatbikat Sahnesi 1940 yılında çalışmalarına başladı. Yetenekli gençlerin seçimi ile eğitime geçildi. İzleyen yıllarda Ahmet Adnan Saygun' un Kerem, Nevit Kodallının  Van Gogh ve Gılgamış, Sabahattin Kalender'in Nasrettin Hoca, Ferit Tüzün'ün Çeşmebaşı eserleri sergilendi. Ankara'dan sonra İstanbul ve İzmir'de kurulan devlet konservatuvarları eğitime başladı.
1940 yılından bu yana genç yetenekler için uygun bir ortamın doğuşu yurtdışında da ün ve ilgi derleyen yorumcuların yetişip gelişmesini sağladı. Soprano Leyla Gencer, bariton Orhan Günek bu hareketin öncüleri oldular. Onları bas yorumcusu olarak Ayhan Baran, soprano Ferhan Onat ve soprano Suna Korat izlediler. Enstrüman yorumcusu olarak piyanist Ergican Saydam, kemancı Ayla Erduran, Suna Kan, piyanist Ayşegül Sarıca, İdil Biret, Hülya Saydam ve Verda Erman yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da büyük ilgi gördüler.

Diğer Müzik Türleri:

Türk pop müziği 

Arabesk müzik

Fantezi müzik

 

 

1990'larda MODA


1990'larda MODA

90’lı yılların trendlerine neredeyse hepimiz yetiştik. Şimdinin sevilen dizilerinden olan Doksanlar dizisini de izliyorsanız eğer 90’ların modası dün gibi aklınızdadır. Yüksek bel pantolonlar, abartılı makyajlar, kabarık saçlar, sivri burun ayakkabılar, vatkalar, dökümlü kazaklar, spor ayakkabılar… Herşeyi içinde bulunduran 90’lar modasını adım adım gözden geçirelim.

1.Yüksek Bel Pantolonlar
1105



2.Kolej Kazağı ve Hırkası
324

4241


3.Dr.Martens Tarzı Botlar
524


4.Çerçeveli Gözlükler
623


5.Rock Giyim Tarzı
721


6.Crop top Üstler

918


7.Salaş Görünüm (Boyfriend Gömlekler, örgü yelekler…)
1032


8.Vazgeçilmeyen Renkler
1123


9.Saç Makyaj
1223


10. Bohem Giyim Tarzı
1322